Perşembe, Haziran 03, 2010

Şairin cevabı...



'Beni ağlatma evlat...Alim...diğer evlatları görmek ve başlarını koklama şansım olacak mı?'

Ve böyle bir insandır Hulki Aktunç, size kıymet veren... Aradan daha oniki saat bile geçmemişken verdiği cevap  ile esas o bizi ağlatmıştır. Bu soruyu bir süre önce kendime de sorduğumu nereden bilmiştir?

Sanatçı, şair, yazar toplumların anası babasıdır... ve hepimiz onların evladı. 


Evlat

Ailemden uzak bir Ankara günüde, onu ilk tanıdığımda, ondan duyduğum ilk söz "evlat"dır. Ve o günden sonra "evlat" sözü beni hep etkilemiş, günün birinde baba olursam kendi çocuğuma "evlat" deme arzusu hep belleğimin bir köşesinde durmuştur.

Biz dört yatılı öğrenci, kıtlıktan çıkmış gibi, masaya gelip giden yemekleri nefes dahi almadan silip süpürürken, o, tüm mütevaziliğiyle, bir kadeh beyaz şarap ve kibrit kutusu kadar somon füme ile idare etmiş; bizim şaşkınlığımızı anladığında "sizin tatlı tatlı yemenizi seyrediyorum, bu bana yeter" demiştir.

Onsekiz yaşın aşklarında hep onun şiirleri vardır. "İnsan aşklarının külüdür" derken, onu çok daha sonraları anlayacağımızı elbet düşünmüştür. Her insanın bir "Istıraplar Ansiklopedisi" olduğunu bilmiştir. Bir gece çok çok uzaklarda, kuzeyde, gecenin ortasında, yalnızlığın hüznüne bürünmüş onun dizeleri arasında gezinip düşüncelere dalacağımı; onun değimi ile "sönmemiş dizeler" arasında dolaşacağımı; uykuda olan iki çocuğuma "evlat" diyebilecek olmanın hazzını tatmak için sabırsızlıkla sabahı beklediğimi de bilmiştir belki de Hulki Aktunç, Hulki ağabey... Kim bilir?

"Durup durup şarkılar mırıldanan bir kızın,
Aklından geçivermem değilse nedir şiir"
Hulki Aktunç