Salı, Ocak 28, 2003

CHIANG MAI - KUZEY TAYLAND
24.01.2003 -



"Laos, Vietnam ve Kambocya parkurunu bitirip tekrar Tayland'a donduk. Bu parkur yaklasik iki ay surdu ve yolculuk esnasinda 'butce' mantigindan uzaklasmayarak en ekonomik ulasim araclarini kullandik. Tren ve otobusler de hep en alt siniftan biletlerimizi aldik ve sehirlerde hep yore insaninin kullandigi toplu tasimacilik araclarina bindik. Konakladigimiz yerler de 3 - 10 USD arsinda degisen basit hostel/misafirhanelerdi. Beslenmek icin de, tamamiyle yorenin insaninin gittigi kucuk yemek standlarini veya lokantalari tercih ettik. Guney Dogu Asya'da bizde oldugu gibi bir suru acik meyve sebze pazari var. Meyve ihtiyacimizi oldukca ucuza hep buralardan karsiladik. Turkiye'de adini sanini duymadigimiz envayi cesit meyveyi ve sebzeyi buralardan cok cok ucuza alip deneme firsati bulduk. Boylece vitamin ihtiyacimizi da sorunsuz karsilamis olduk. Parkur boyunca (cok sukur) hic mide ya da bagirsak rahatsizligi cekmedik. Bunu, deniz urunleri disinda, etten uzak durmaya borcluyuz.

Muze, tarihi yerler ve milli parklara girme konusunda parayi dusunmedik. Insanin yolunun buralara bir daha dusmeyebilecegini gozonunde bulundurarak, butun onemli ve enteresan yerleri ziyaret ettik. Ozellikle, Kambocya'daki Angor Wat'i, Laos'daki Luang Prabang koylerini ve Vietnam Mekong Deltasi'ndaki uc gunluk ekspedisyonu omrumuz boyunca hatirlayacagiz.

Gezi boyunca yore insanlari ile iletsim kurmaya, onlarin yasam tarzlarini, hayata bakis acilarini, geleneklerini gozlemeye, ogrenmeye calistik. Ayrica, gittigimiz yerleride insanlarla kendi dillerinde az da olsa iletisim kurmaya gayret ettik. Kendi dillerinde onlari selamladiginizda, hal hatir sordugunuzda insanlarin gozlerindeki isiltiyi gormenizi isterdik. Burada ayrica kizmamayi, sakin olmayi, stresin fayda degil zarar getirdigini gorduk. Guler yuzun dunyadaki en buyuk erdemlerden biri oldugunu ozumsedik. Bizim gibi modern toplumun esiri olmus insanlarin basit ve kucuk seyleri gozden kacirdigini, gundelik yasamin bizleri kor ettigini, metalarin esiri ettigini farkettik. Dusunduk, dusunduk, dusunduk...oturduk bin defa dusunduk."


Kambocya'nin guneyindeki Sihanoukville'den Tayland'a gecisimiz cok macerali oldu. Sihanoukville'den Tayland sinirina gitmenin iki yolu var, ya otobusle yaklasik 8 - 9 saatlik bir yol katedeceksin, ya da deniz otobusu vari bir tekneye binip 4 saatlik bir yolculukla Koan Kong'a varacaksin. Sinirin saat 17.00'de kapandigini ogrenince, seri bir bicimde sinira gitmeyi tercih ettik. Tekne dalgalari yara yara buyuk bir performansla 3 saat 45 dakikada Koan Kong'a ulasti. Tekneden inince bir anda cevremizi bizi sinira goturmeye calisan kamyonetciler ordusu sardi. Bu hengamede tekneden karaya ayak basmak cok zor oldu. Karaya ayak bastiktan sonra uzerimize saldiran ve zorla cantamizi kendi kamyonetine koymaya calisan adamlardan bir iki dirsek hamlesiyle kurtulmayi basarsak da, ani bir hareketle cantama arkadan sarilan bir ve hizlica beni savuran bir kamyonetci vatandas yuzundan az daha omuzun cikiyordu. Ben aciyla kivranirken ayni adam ayni hareketi Rachel'a da yapmak uzere hamle yapinca 'tamam, sen kazandin, senin kamyonetinle sinira gidiyoruz' diyerek pes ettim. Eski bir Mitsubishi kamyonetin arkasinda, 10 kisi, tozlu toprakli bir yoldan, cukurlara gire cika sinira vardik. Kendimi bir an kacak bir sekilde baska bir ulkeye girmeye calisan Afgan multeciler gibi hissettim. Yucudumuzu bastan asagiya kaplayan kirmizi toz toprak kitlesi ve buyuk cuvallariyla siniri gecmeye calisan Kambocyalilarin goruntusu bu hissiyatimizi daha da arttirdi. Saat 16.30'da pasaportlarimizi Kambocya gumruk gorevlisine vermeyi basardik. Rachel'in Ingiliz pasaportu iki dakikada eline ulasirken, benim caki gibi Turkiye Cumhuriyeti pasaportum tum gumruk memurlarinca defalarca incelenip bir turlu odadan cikmak bilmedi. "Tamam, kesin biri cantama uyusturucu koydu, simdi cantami arayip bir sey bulacaklar ve omrumun geri kalanini Kambocya hapisanelerinde gecirecegim" diye dusunurken, bir gumruk gorevlisi elinde pasaportumla cika geldi, uzun uzun sac sakal biririne karismis halime bakti, sonra pasaporttaki temiz yuzlu resmime bakti, bana bakti, tekrar resime bakti " Turkiiiiiiiiii' dedi, "Turkiiiii" dedim, burada ne yapiyor bu adam der gibi yuzume bakip pasaportu uzatti... haleluah haleluyahhhhhh...

Tayland gumrugunu bes dakikada gecip gecelegecegimiz Trat sehrine dogru yola koyulduk. Trat sehri Tayland'in en buyuk ikinci adalar zinciri olan Ko Chang'a gecerken insanlarin geceledigi hallice bir sehir. 150 Baht'a (3.5 USD) , cok temiz bir guesthouse'da yer bulduk. Ertesi gun, Ko Cahng'a gecmeden once ATM'den nakit isimizi hallettik ve buyuk bir supermarketten yolluk yiyecek icecek aldik. Laos, Vietnam ve Kambocya'dan sonra burada ciddi bir kultur soku yasadik. Tayland'a geri gelmek ve modern hayatin gerecleri ile tekrar karsilasmak garip geldi dogrusu.

Ko Chang, benzetme yapmak gerekirse, calisma hayatimizda kimimizin screen saver'inda bulunan tropik ada resimlerinden bir yer. Bembeyaz kumlu sahiller, turkuaz bir deniz, sahil boyunca goz alabildigince giden enfes palmiye agaclari, Iskandinav huriler insana "sen oldun arkadas, su an cennettesin" diyor. Ko Chang, Tayland standartlarinda averaj guzellikteki adalardan kabul ediliyor. Eger durum boyleyse ben daha guneydeki Ko Samui takim adalarinin nasil oldugunu dusunemiyorum!?

Ko Chang'da Kai Bae sahilinde, icinde yer yatagi olan son derece basit ama bir o kadar da sempatik ahsap bir bungalow kiraladik ve neredeyse bir hafta kadar burada kaldik. Ko Chang'da geceleri dalgalarin sesini dinleye dinleye uykuya daldik. Sabahlari cilginca oten tropik kuslarin civiltilariyla uyandik.

Ko Chang'dan sonra Tayland Korfezi'nin biraz daha ic bolumunde kalan Ko Samet Adasi'na gitmeye karar verdik. Ko Samet, ne yazik ki, Ko Chang'dan sonra bizi pek enterese etmedi. Bangkok'a yakin olusu sebebiyle butun ahalinin buraya akin etmesi ve parti havasina girmis turist ordusunun adayi mesken tutmasi ortaligi darma duman etmis burada. Kalabalik sebebiyle neredeyse uc saat boyunca kalacak yer aradik ve her yerin dolu olmasi sebebiyle bu aramalar sonucsuz kaldi. Yorgunluktan olmus bitmis durumdayken ve 300 Baht verip cadirda kalmaya razi olacakken, son bir gayretle diger koya gitme kararimiz sonuc verdi. Basit bir bungalow'a 500 B vermek suretiyle burada bir gece kaldik. Ko Samet'den hezimetinden sonra vakit kaybetmeden Tayland'in incisi, kuzeydeki, Chiang Mai (CM) sehrine cikmaya karar verdik. Bangkok'dan gece trenine atlayip 12 saatlik bir yolculuktan sonra CM'a ulastik. CM inanilmaz sempatik ve guzel bir sehir. CM'a gelince muhhakkak cevredeki dag koylerini gezmek, fil safari yapmak ve Thai yemek kursu almak lazim. Dun hayatimizin en enteresan ve eglenceli tecrubelerinden biri olan Thai yemek kursuna katildik. Hani gelecekte is guc bulamazsak en azindan Thai yemegi pisirip gecinecek kadar ogrendik bu isi. Saka bir yana, bu kursu almadan Thai mutfagini anlamak mumkun degil. Bu kursun en onemli ozelliklerinden biri sabah gidip gerekli malzemeleri pazardan hocayla beraber alip, sebzeleri, baharatlari bizzat yerinde gorup ogrenmek. Buraya gunun birinde yolunuz duserse bu kursu kesinlikle tavsiye ediyoruz (Siam Kitchen bu is icin bizim tercihimiz oldu ve cok memnun kaldik).

CM'dan cevredeki diger sehirlere gecip buralardaki kucuk kabileleri gorecegiz ilerleyen gunlerde. Bir diger dusuncemiz de Burma'ya (Myanmar) gecmek ama, bazi maddi, fiziki ve politik problemleri analiz etmek gerek.

Bizi mailsiz birakmayan, yazan dostlara binlerce tesekkur, sizleri hep yanimizda hissediyoruz. Yazamayanlarindan canlari sagolsun.

Hasretle...

Alim & Rachel ERGINOGLU


Pazartesi, Ocak 27, 2003

60. Gün

10.01.2003 - SIHANOUKVILLE (GUNEY KAMBOCYA) - 60.gun



Yeni bir yil...2003`e Phom Penh`de gol kiyisinda, yildizlari seyrederek girdik. Bu belkide hayatimizin en stressiz ve sakin yilbasisiydi. Ne hediye kosturmasi, ne nerede yiyecegiz telasi, hic biri yoktu bu yilbasi. Marketten aldigimiz bir sise kirmizi sarap, bir kac paket cips, ayagimizda sandalet, altimizda sort...

Phom Penh`de Royal Palace ve bir kac tapinak disinda gorulecek fazla bir sey yok. Burada da kan ve siddet, Vietnam`da oldugu gibi turizmin en onemli dayaklarindan biri. Siddet ve savastan bikmis olmamiza ragmen buraya kadar gelmisken `killing fields`i gormeden gitmeyelim dedik. Insanin kanini donduran iskeletler, toplu mezarlar, kanli elbise parcalari...olacak gibi degil, ben kendimi zor attim disari.

Kambocya`da esas gorulmesi gereken yer Siem Riep`deki, Khmer Uygarligi`na ait eski tarihi sehir Angkor. Phom Penh, Siem Riep arasi 309 km. Siem Riep`e ulasmak icin iki alternatif var; ya hizli botla nehirden (5 saat), ya da otobusle. Biz ucuz ve daha macerali olacagini dusunerek ikinci secenegi tercih ettik. Colin McRae`i bile cileden cikarabilecek kadar kotu ve bozuk bir yoldan 12 saatte Siem Riep`e ulastik. Otobus buyuk bir performans gostererek sadece iki kere bozuldu. Yol uzun ve yorucu olmasina ragmen, seyahatimiz boyunca en keyif aldigimiz yolculuklardan biriydi. Yolculuk esnasinda hem Kambocya`nin ucsuz bucaksiz topraklarini seyretme zevkini tattik, hem de otobusun bozuldugu yerlerdeki koyleri gezme sansina eristik. Otobusumuz bozulmasa bu koyleri gezmek gormek mumkun olmayacakti.

Siem Riep, oldukca kucuk bir sehir ve sehrin butun geliri Angkor uzerinden geliyor. Angkor 8. yy.`da kurulmus enfes guzellikte bir sehir. Angkor halki 14.yy.`da savaslar sonrasinda buradan goc edince, sehir yogun ormanin icinde kaybolup gitmis ve ancak 1830`larda Fransiz misyonerlerce yeniden kesfedilmis. Eger bir gun onceden gidip giris biletinizi alirsaniz, biletinizi aldiginiz gun gunes batimi icin Angkor`a girmenize izin veriliyor. Biz de oyle yaptik, biletimizi bir gun onceden alip gunes batimini izlemek uzere Angkor`a girdik. Ben hayatim boyunca boyle etkileyici gun batimi az gordum. Yuksek bir tepede tapinagin uzerindesiniz, altinizda ucsuz bucaksiz bir ova ve alabildigine uzanan tropik agaclar... dunya turuncuya, pembeye kucak aciyor... Insan kendini tanriya cok yakin hissediyor burada.

Ertesi gun butun gun boyunca Angkor`un onemli tapinaklarini gezdik ve bol bol fotograf cektik. Gunun sonunda keyiften ve zevten sarhos olmustuk.

Kambocya`ya gelenler genelde Siem Riep`ten Tayland`a geciyorlar. Biz bir degisiklik yapip, Kambocya`nin guneyindeki kiyi sehri Sihanoulville`e gitmeye karar verdik. Bunun icin gerisin geriye Phnom Penh`e (PP) donup buradan Sihanoukville gitmek gerekiyor. Sihanoukville - PP arasindaki yol ulkenin tek duzgun asfalt yolu. Yolculuk yaklasik 4,5 saat suruyor. Sihanoukville`de kalmak icin iki seceneginiz var. Ya sehre yakin ve bacpacker genclerin mekani Victory Beach`e yoneleceksiniz, ya da sesiz, sakin ve huzurlu Ochheutal Beach. Biz Ochheuteal Beach`i tercih ettik. Chan Tha GH`da 6 USD`a cok guzel bir oda tutup hemen kendimizi Siam Korfezi`nin turkuaz rengi sularina attik. 8 Ocak - sicaklik 35 C derece ve biz yuzuyoruz.

Burada bir kac gun dinlenip, deniz yoluyla Tayland`a gececegiz.

Sevgiler,

Alim & Rachel

50. Gün

30.12.2002 - PHNOM PENH/KAMBOCYA - 50. GUN



Saigon`u geride birakip, Mekong Deltasi uzerinden botla uc gun suren macerali, ama eglenceli bir yolculuktan sonra Kambocya`nin baskenti Phnom Penh`e ulastik. Mekong Nehri uzerindeki Vietnam - Kambocya sinirini sirtimizda cantalarimiz ve cevremizde kucuk afacanlar ordusuyla gecmek oldukca komikti. Cocuklar ara bolgeyi oyun alan ilan etmisler, yabanci birini gorduklerinde hemen pesine takilip Kambocya kontrol noktasina kadar eskort ediyorlar, bizden kalem istiyorlar, ciklet istiyorlar, elimizden tutuyorlar...

Kambocya uzun suren ic karisikliklarin atesini, ancak doksanlarin ilk yarisinda sondurebilmis. Anayasal Monarsi ile yonetilen Kambocya, gecmisin aci gunlerini geride birakip kalkinmaya, nufusunu egitmeye calisiyor. Pol Pot rejimi sirasinda nufusun egitimli kesimi cesitli gerekcelerle kamplara surulmus ve burada katledilmis. Herkesin `killing fields` olarak bildigi toplu mezarlarin buyuk cogunlugu iste bu insanlara ait. Entellektuel nufusunu kurban eden Kambocya`nin baskentinde simdi yeni yeni acilan universiteler, lisan okullari, enstituler, gormek mumkun... Killing Fields`i bir kenara birakirsak, Kambocya`nin en onemli ozelligi, dunyanin en onemli Budist tapinagi olarak adlandirilan Angkor`a ev sahipligi yapmasi.

Phnom Penh`de gol kiyisinda tahta iskelelerin uzerine kurulmus cok huzurlu bir guesthouse`da kaliyoruz. Aksamlari golun uzerinden batan gunesi seyredip hayati icimize cekiyoruz. Bu arada dunyanin cesitli yerlerinden cesit cesit insanlarla tanisiyoruz. Pizza ustasi Stefano, Mexico City`li Eduardo, Firenze`li Margarita... Bizim Turkiye`den geldigimizi duyunca cok sasiriyor insanlar, buyuk sempati topluyoruz. Ozellikle, Latinler ve Guney Dogu Asyalilar Turleri cok seviyor. Fakat Almanlar, Fransizlar, Hollandalilar ve Belcikalilar `aha Turkey` diye biraz burun kiviriyorlar, ama siki bir diplomasi sonucunda onlari da kazaniyoruz. Rachel`in Turkiye`yi yeri geldiginde 50 yillik Turkmus gibi savunusunu Disisleri gorse madalya veriridi diye dusunuyorum.

Yeni yila Phnom Penh`de girecegiz ve sonra Angkor`un bulundugu Siem Riep sehrine dogru yola cikacagiz. Herkesin yeni yilini kutluyor, saglikli, mutlu ve baris dolu bir 2003 diliyoruz.

Hasretle...

Alim&Rachel

RICA: Mail yollayan bizi yalniz birakmayan herkese cok tesekkur ediyoruz. Sizlerden kucuk bir ricamiz olacak, `size`i` buyuk, resimli mailler yollamazsaniz cok memnun olacagiz.

38. Gün

SAIGON - 19.12.2002 / 38.GUN



- Hello, where you go sir? Motor, cyclo, city tour 2 dollar? Dou you.....?????
- .......
- Sir sir where are you from?
- Turkey.
- Tu kiiii?????
- THO NHI KY
- Haaa THO NHI KY. Do you like Football sir, THO NHI KY number one. Galatasaray, Hasan Sas, Sukuurrrr....Miss World beautiful girl....
- Recep Tayyip?
- ??????
- Never mind....

Yukaridan da anlasilacagi uzere, Vietnam`daki Turkiye bilgisi sinirli. Turkiye`den oldugumuzu ogrenen Vietnamlilarin % 99`u ayni seyleri soyledi, dolayisiyla Turk milleti adina Galatasaray`a, Hasan Sas`a, Sukur`e ve Miss World kizimiza tesekkurlerimizi sunuyoruz!!

Kuzey`den guneye, Vietnam`in bir ucundan diger ucuna 1744 km yol katettik ve Saigon`a ulastik. En son Hoi An`dan yazmistik. Bizi kendine asik eden Hoi An`dan ayrilmak zor oldu. Laos`un yollarini aratacak kadar kotu bir yoldan, 13 saatte Nha Trang`a ulastik. Yagmur gene pesimizi birakmadi ve neredeyse bir hafta boyunca gunes yuzu gormedik.

Nha Trang, Vietnam`in Antalyasi. Maalesef, acilim ile baslayan vahsi turizm, sehrin goruntusunu de, dogayi da 3-4 senede cirkinlestirmeyi basarmis. Hoi An`dan sonra Nha Trang`a ancak bir gun dayanabildik ve ertesi gun ilk otobus ile Vietnam`in Isvicresi sayilan Dalat`a dogru yola koyulduk. Dalat sehrinin ici cok enteresan olmamakla birlikte, sehrin ortasindaki guzel gol, cevredeki kizil cam agaclari ve Fransizlardan kalma sivri catili Orta Avrupa tarzi evler buraya degisik bir hava vermis. Dalat`in esas guzelligi cevredeki ormanlar ve selaleler. Bunlari gormeden Dalat`i gordum diyemezsiniz dediler ve biz de ertesi gun cevreyi gezmek uzere iki motorcu ile anlastik.

Dalat denizden yaklasik 2000 m. yukseklikte oldugundan havasi serin ve kuru. Iklim ve topragin bereketi burayi Vietnam`in Cukurovasi yapmis. Cilek`den, dut`a, enginar`dan, patlican`a kadar hersey yetisiyor burada. Motorcular once bizi cilek bahcelerine goturduler. Aralik ayinda dalindan koparip cilek yiyecegimiz aklimiza gelmezdi. Daha sonra kahve tarlalarina gittik. Vietnam, Kolombiya`nin onune gecerek, Brezilya`nin ardindan dunyanin en buyuk ikinci kahve ihracatcisi haline gelmis. Vietnam kahvesi agir ama, inanilmaz lezzetli. Kahve bahcelerinin ardindan selaleleri gezdik. Yol boyunca bize seyir keyfi veren kizil cam ormanlari Ege`yi hatirlatti, `ahh Datca` dedik.

Dalat`da toplam uc gece kaldik ve oldukca buyuk bir odaya 5 USD verdik. 6 saatlik rahat bir yolcilik sonrasi bugun ogleden sonra Saigon`a (Ho Chi Minh City) vardik. Saigon, Hanoi`a gore daha rahat ve keyifli bir sehir. En azindan kaldirimlarinda rahat yuruyebiliyoruz :)) Yarin Kambocya vizesi icin basvuracagiz. Yeni yila Kambocya`da girecegiz. Simdiden herkesin yeni yilini kutlar, saglik ve mutluluklar dileriz.

Hasretle...

Alim & Rachel

30. Gün

10.12.2002 HOI AN - VIETNAM 30.GUN




Deniz ve dag manzarali cok guzel bir yoldan gecerek, 3,5 saatlik bir otobus yolculugu ile Hoi An`a vardik. Hue`deki gunlerimiz cok guzel gecmesine ragmen, guesthouse`un pisligi ve sivrisinekler yuzunden gecelerimiz kabus gibi gecti. Hue`deki ikinci gunumuzde, Vietnam Savasi`nin en kotu carpismalarinin yasandigi DMZ`a (de-militarized zone) gittik. Fransizlari puskurten Vietnamlilar kendi aralarinda anlasamayinca Cenevre Anlasmasi ile ulke Kuzey ve Guney olmak uzere ikiye bolunmus. Kuzey`de Ho Chi Minh liderliginde komunist bir rejim, Guney`de ise General Diem liderliginde nationalist...DMZ iki ulkeyi birbirinden ayiran sinir bolgesi olmus ve adi ustunde askerden arindirilmis. Kendi aralarinda anlasamayan iki taraf, kendi sistemleri altinda ulkeyi birlestirmeye karar verince kiyamet kopmus, Kuzey Guney`e saldirmis. Iki kutuplu dunya aman Vietnam elden gitmesin diye buraya konsantre olmus ve sonucta Amerika Vietnam`a girmis. Gerisini hepimiz cok iyi biliyoruz. Aci ve gozyasi... Butun savaslarda oldugu gibi bu savasinda galibi yok. Zavalli Vietnam halki ve ne icin savastigini bile anlayamadan olen Amerikan askerleri bu savasin kurbanlari olmuslar. DMZ bolgesini gezerken insanin kani donuyor. Gol buyuklugunde bomba cukurlari, portakal gazi ile yok edilmis doga, sakat kalmis insanlar, insanlarin yillarca yasamak zorunda kaldiklari yeraltindaki daracik tuneller. Ne yazik ki insanoglu hic bir zaman ders almiyor, galiba bu gidisle almayacak da...

Hue`den ayrilmadan bir gun once kendimize bir odul verelim dedik ve Morin Hotel`in yuzme havuzuna gittik (45.000 dong = 4.5 milyon TL). Yuzmek bu sicak havada nasil iyi geldi anlatamam.

Hue`deki son aksamimizda enteresan bir sey oldu. Rachel ile kucuk bir kafede oturmus getirdigimiz tavla ile oynarken yanimizdan iki cift gecti. Birinin halis bir guneydogu aksani ile `agam bunlar tavla oyniilerdir` dedigini isittim, ama herhalde yanlis duydum diye dusunurken adamlardan biri bize uzanip `wiir aree yiii firom?` dedi. Ben de suratimda bir siritmayla `Turkuz birader` dedim. Adam once inanamadi hadi canim madi canim derken basladi bir sohbet. Diyarbakir Bismilli Metin ve Ergu Dikran kardesler, 16 yil once memleketten gitmisler. Gidis o gidis, bir daha memleket yuzu gormemisler. Adana ve Konya disinda Istanbulu hayatlarinda sadece bir gun gorebilmis bu iki birader once Almanya`ya oradan Isvec`e sonra da Norvec`e gecerek Bergen`e yerlesmisler. Burada iki Isvecli kiz kardes bularak evlenmisler. Isin girgir tarafi Ermeni kokenli bu vatandaslar Yehova`nin Sahitleri!! Onlar memleketi sordu ben anlattim. Bir ara Isvecli eslerden biri `bizim cocuklar asker kacagi, Turkiye`ye Isvec pasaportu ile giris yapsalar sorun olur mu` diye sordu. Ben de biraz takilayim dedim ` vallahi sadece asker kacagi iseler sorun yok ama baska vukaatlari varsa bilemem...ben artik isimlerini de ogrendim Turkiye`ye donunce polise haber verecegim gelirlerse yakalasinlar. Hem fena mi Ocalan`in hucresi genis, karpuzu kirazi eksik olmuyor yatarlar beraber...`...Bastilar kahkahayi. Dunyanin isine bakin Vietnam`in ortasinda, Hue`de...Bismil niree, Hue nireee...

Hoi An`a gelince hemen kalacak bir yer aramaya koyulduk. Vietnam`in Kas`i Hoi An`da fiyatlar biraz yuksek oldugundan seyahatimizin yuksek oda fiyatini burada odedik (10 USD). Fakat, ustun pazarlik gucumuz ile fiyati klima ve kahvaltiyi da eklettik. Hoi An resim gibi sirin bir sehir. Dar sokaklari, ucuk sari boyali evleri ile Akdeniz havasi tasiyor. Her yer sanat galerileri ve bir gunde elbise diken terzilerle dolu. Hoi An`in esas ozelligi buranin Cinlilerin G.Vietnam`daki ilk yerlesim bolgesi olmasi. Bu sebeple Cin etkisi burada yuzyillarca surmus. Mimaride ve bazi geleneklerde bunu gormek mumkun.

Hoi An`da en azindan dort bes gun kalmak istiyoruz. Duyduk ki, bugun Istanbul`da kar varmis, herkese allah kolaylik versin.

Sevgiler,

Alim-Rachel

23.Gün

4.12.2002 - HUE/VIETNAM - 23.GUN




Oncelikle bizleri mailleri ile destekleyen ve mesaj atan herkese cok cok tesekkur ederiz. Mevcut sartlarda herkesin mailine tek tek cevap vermek ne yazik ki mumkun olamiyor. Merak ettiginiz konulara ve sorulariniza ozet olarak cevap vermek istiyorum. Bir anlamda gecikmis bir onsoz bu... Bu seyahate cikmak icin once kendimizle mucadele etmemiz gerekti. Insanin bir seyi yapmak istemesi ile onu yapmak icin caba gostermesi arasinda cok buyuk fark var. Dedim ya, buyuk bir mucadele bu. Maddi manevi bir cok faktoru olcup bicip karar vermek lazim. Biz once, kariyer denen kaygiyi erteledik ve bunu da kabullendik. Isimizi biraktik, evimizi kapattik, en az bir sene boyunca cok okuduk cok arastirdik. Standartlarimizi dusurup, turist degil de, gezgin ruhunu icimize sindirmeye calistik. Biraz delilik edip girdik bu ise! Hayallerimizde bu geziyi yasamaktansa, hayellerimizi yakalamak icin caba gosterdik. Yarin bir sey olur da elimiz ayagimiz tutmaz hale gelip `ah keske...` demek istemedik. Hayatin yarin bitecekmis gibi kisa, yuz yil surecekmis gibi dolu olduguna inandik. Hepsi bu...



Hanoi`in korkunc karmasasini geride birakip, Vietnam`in kuzeyindeki Ha Long Bay milli parkina 2 gunlugune gittik. Tonkin Korfezi`ndeki Ha Long Bay neredeyse 2000`e yakin irili ufakli adadan olusuyor. Efsaneye gore, buranin barisci halki kuzeyden gelen bir dusmanin saldirisina magruz kalir. Ha Long`un daglarinda yasayan kutsal Dragon, Ha Long halkini korumak icin daglardan dusmanin uzerine pike yapar ve buyuk kuyrugu ile dusmanlarin uzerine vurur. Dragon`un kuyrugunun carptigi yerler yarilir ve buyuk vadilar olusur. Daha sonra deniz suyu bu vadileri doldurur ve daglarin tepesi Ha Long Adalari bugunku Ha Long Adalari`ni olusturur.

Ha Long sehrinden bu yoreye has ahsap bir tekneyle, bu adalar toplulugunun en buyuk adasi Cat Ba`ya enfes bir yolculuktan sonra vardik. Sisler icinde butun ufku kaplayan bu adalar zincirinin ihtisami insanin nefesini kesiyor. Cat Ba Adasi, 1996 yilina kadar sadece balikcilarin yasadigi bir adaymis, fakat UNESCO`nun Cat Ba`yi World Heritage Site listesine almasi bir anda turizmi tetiklemis. Bu adanin nufusu bir anda 6000`e ulasmis. UNESCO bakalim vahsi turizme karsi adayi nasil koruyabilecek!?

Cat Ba`da bir gece kaldik ve ertesi gun tekrar Hanoi`ye donduk. Bu iki gunluk yolculuk, ulasim, yeme/icme, kalma bize adam basi 15 USD`e maloldu. Hanoi-Ha Long Bay arasi otobusle 3,5 saat suruyor.

Hanoi`e dondugumuz aksam hic vakit kaybetmeden Vietnam`in orta bolgesindeki Hue sehrine hareket ettik. Klasik kabus ve samata bir Guney Dogu Asya otobus yolculugundan sonra (14 saat) Hue`ye vardik. Hue 1802`den 1945`e kadar Vietnam`a baskentlik yapmis. UNESCO bu sehri de listesine almis durumda. Burasi da tipik Indochine koloni ozelligi gosteren cok sirin ve huzurlu bir sehir. Hanoi`in, Eminonu Meydani`na kalabalik ve gurultude on basan atmosferinden sonra burasi cennet! Bizi idare edecek bir guesthouse`da gecesi 6 USD`e oda bulduk. Hue sartlarina gore oda cok ucuz. Eger bu tempoda gidersek gunluk ortalamamiz istedigimiz seviye inecek (iki kisi 20-25 USD/gunluk, adam basi 10 - 12 USD civari bir baska degisle). Bu soyledigim harcamaya vizeler, ulasim, yeme/icme, kalma, muzeler vs. dahil.

Hue`de ve cevresinde gezip gorecek cok yer var. Bunlardan en enteresanlarindan biri DMZ (De-militarized Zone) olarak adlandirilan ve Amerikan Savasi`nda (Vietnamlilar Vietnam War`a, American War diyorlar) cok ciddi catismalarin yasandigi bolge. Mehsur Vinh Moc tunelleri de burada.

Hue`de 3-4 gun kalmayi planliyoruz. Daha sonra daha guneye Hoi An ve DAnang`a inecegiz.

Sevgiler,

Alim & Rachel

20. Gün

30.11.2002 - HANOI - VIETNAM (20.GUN)



Bir gece evvel yan odadaki Isvecli kizlarla Amerikali cocuk alkol sinirini gecenin dordunde gecmeye karar verince, bizim uyku da gurultu patirtidan gume gitti. Boylece, Viantiane`deki son gunumuzu mecburen dinlenerek gecirdik. Ben de Luang Prabang yolculugumuz sonrasinda, isi degisiminden olacak biraz usutmusum. Hem yorgun hem de hasta vaziyette Hanoi yolculugu (kabusu demek lazim) basladi. Guya otobus firmasinin adamlari bizi guesthouse`dan 18`de alacaklardi, ama ancak 18.30`da gelebildiler. Bizi otobusun kalkacagi yere goturduklerinde karsimizda otobus yerine hallice bir minibus gorunce hafif bozulduk. Yapacak bir sey yok, Laos kosullarinda bu da iyidir deyip oturduk sesimizi cikarmadik. Aracimiz. yarim saat rotarla 19.30`da kalkti.Viantiane`nin dogusundaki Paksen sehrine kadar (yaklasik 185 km.) yol iyiydi. Paksen`den sonra yol yari stabilize yari toprak bir hal aldi. Hoplaya ziplaya dogudaki K. Neua sinir noktasina dogru yolumuza devam ettik. Ara ara, bazi kontrol noktalarinda durdurulduk. Neticede. gece yarisi 01.30`da, sofor minibusu kucucuk bir koyun disinda durdurdu. Biz bu durusu rutin bir mola gibi dusunduk ama yanilmisiz. Megerse Laos`da gece belli bir saatten sonra seyahat yasakmis! 23 yolcu (lokaller disinda 3 Alman, 2 Hollandali, 1 Japon, 3 Ingiliz, 2 Yeni Zellandali ve biz) sabahin 6`sina kadar otobusun icinde bekledik. Bu bekleyis koltuklari yatmayan bir minibusun icinde olunca yorgunlugumuz bir kat daha artti. Sabah 7.30`da Laos sinir noktasi K. Neua`ya vardik. Laos gumruk islemlerimiz bir saat kadar surdu. Biz islemler icin gumruk binasinda sirada beklerken iki kopek, gumruk binasinin Vietnam tarafindaki kapisindan girdiler ve tintin Laos`a giris yaptilar. Bak su dunyanin isine...

Laos gumruk binasinda islemlerimiz bitince, Vietnam gumrugune kadar (400-500 m.) camurlu bir yoldan yuruduk. 'Welcome to Socialist Repubic of Vietnam'... Vietnam gumruk islemleri bekledigimizden zor oldu. Vizemiz olmasina ragmen tekrar bir suru form doldurduk ve o memurdan bu memura mekik dokuduk. Gumruk islemleri bittikten sonra tam yola cikacakken, baska bir polis minibusu aramak istedi. Hafif stresli bir arama surecinden sonra tam gidecekken bu sefer baska bir polis minibuse binip bir kez daha pasaportlarimizi kontrol etmeye karar verdi. Cok sukur bu polis sonuncusuydu!

Vietnam 80 milyonluk bir ulke. Dunyanin 13. buyuk nufuslu ulkesi (kitabi bilgi, yanlissa siz duzeltin). Vietnam Savasi ulkeyi ciddi bicimde altust etmis ama zor da olsa toparlanmayi bilmisler. 1989`da, ulke yabanci sermaye ve yatirimciya kapilarini acmis. O gunden bu gune Vietnam haril haril calisiyor. Ulkeye girince bunu fazlasiyla hissediyorsunuz. Vietnam`a girince ilk dikkatimizi ceken sey motorsikletler oldu. Sahsen ben hayatim boyunca bu kadar motorsikleti bir arada gormemistim. Sinirdan Hanoi`e kaday suren yolda bu motorsikletler hepimize kalp krizi gecirtti. Gidis gelis ana yolda bu motorlar dalga halinde, kimseyi umursamadan, korkusuzca istedikleri gibi gidiyorlar. Ne kamyon, ne otobus dinliyorlar. Vihn -Hanoi arasindaki 347 km.`lik yolu nasil kaza yapmadan geldik bilemiyorum. Vietnamlilar bu cesaretle on Amerika gelse yine yenerler! Hanoi`e aksam 19.da vardik. Yolculugumuz 23,5 saat surdu ve biz perisan bir halde yakamiza yapisan ilk adamin pesinden bir guesthouse kendimizi attik. Gecesi 8 USD tuvaletli bir odayi tuttuk. Acikcasi biz daha ucuza bir yer buluruz diye planliyorduk ama Hanoi icin bu fiyat iyi oldugunu sonradan anladik.

Vietnam`da yaklasik bir ay kadar kalmayi planliyoruz. Pazartesi Hanoi`den ayrilip bati kiyisindaki Cat Ba milli parkina 2 gunlugune gidecegiz. Sonra yavas yavas guneye dogru inecegiz.

Merak edenlere soyleyeyim Vietnam da gunluk ortalama 12-15 USD arasinda bir para harcayarak seyahat etmek mumkun. Eger zorlarsaniz bunu daha da indirebilisiniz. 1 USD = 15000 Vietnam Dong

Herkese sevgiler.

Alim & Rachel

14. Gün

LUANG PRABANG-LAOS/14.GUN



Viantaine`den Luang Prabang`a 10,5 saatlik zorlu bir yolculuktan sonra ulastik (Luang Prabang Viantiane`den 327 km kuzeyde). Gecenin bir vakti karanlik ve tehlikeli sayilabilecek bir yoldan sehir merkezine dogru yurumeye basladik. 2,5 - 3 km yurumemize ragmen sehir bir turlu kendini gostermedi. Bir kac kisiye yol sorma girisimi de dil sorunu yuzunden basarisiz oldu. 20-25 dakikalik bir mucadelenin ardindan sonunda Mekong Nehrine ulastik ve koy gorunumlu bir bolgede, gecesi 4,5 USD`a yikik dokuk bir guesthouse`da yer bulabildik. Acikcasi gece karanliginda Luang Prabang bize Anadolu`daki herhangi bir koyunden farkli gelmedi. Megerse Luang Prabang guzelligini gun isigina saklamis. Mekong Nehri`nin kiyisinda inanilmaz guzellikte bir yarimada uzerine kurulmus bu sehir, Laos`un ikinci buyuk sehri ve Krallik doneminin baskenti. Sehir UNESCO tarafindan korunmaya alinmis. Koloni ve Laos mimarisinin karisimi cok enterasan bir yapi anlayisiyla insa edilmis Luang Prabang. Insan arada bir gecen tuktuk ve pikaplarin motor sesini duymasa kendini 1930`larda hissedebilir. Sehirde bir cok tapinak da mevcut.

Luang Prabang`a gelen muhakkak Mekong Nehrinden kuzeye cikarak eski magara tapinaklari ve kucuk balikci koylerini gormeli. Ince uzun nehir tekneleriyle yapilan bu yolculuk yaklasik 4 saat suruyor. Bizim sansimiza, yolculuk esnasinda korkunc bir yagmura yakalandik. Cevredeki tropik ormanlar bir anda kocaman bir bulutla kaplandi. Kisa bir sure sonra bulut cekildi ve ortaya nefesleri kesen bir manzara cikti. Biz hayatimizda yesilin bu kadar fazla tonunu bir arada gormedik gercekten. Tapinak magralar 1800`lerin sonlarinda Fransizlarca kesfedilmis. Iceride 6-7 asirlik tas buda heykelleri var. Bu magaralar ayrica Vietman savasinda bolge halki tarafindan siginak olarak da kullanilmis. Tapinaklarin karsi kiyisindaki koylerde pirincten uretilen ilkel viski ve sarap bulmak mumkun. Ben viskiden anlamam ama yanimdaki tekneyi beraber kiraladigimiz Japon kari koca bu viskiye cok tezahurat yaptilar. Koyluler bir de bambu yapragindan degisik bir sigara yapiyorlar. Kolombiya ve Afganistan`dan sonra dunyanin en cok uyusturucu uretilen bolgede olunca (Golden Triangle - Laos/Kambocya/Tayland ucgeni) bu sigaralar nasil olur siz dusunun.

Merak edenleriniz icin soyleyeyim, Luang Prabang`da yemek icmek de ucuz. Bir buyuk sise Beer Lao dahil iki kisi 4 tabak yemege maksimum 3-4 USD veriliyor. Eger alkol olmazsa ve sandvice talim edelim derseniz 1 dolara karin doyurmak mumkun.

Luang Prabang`da bir gece daha kalip sonra tekrar Viantiane`e donecegiz. Persembe aksami da, Hanoi`ye otobusumuz kalkiyor (Viantiane - Hanoi/Vietnam 25 USD tek gidis).

Herkese sevgiler,

Alim & Rachel ERGINOGLU

11. Gün

21.11.2002 /VIANTIANE-LAOS/11.GUN



Laos`un baskenti Viantiane`den herkese merhaba. 11 saatlik uzun bir yolculuktan sonra Nong Khai`e ulastik (Tayland`in sinir kasabasi). Thai Laos sinirini zorlanmadan gectik ve adam basi 31 USD`a vizemizi alip Laos`a ayak bastik. Laos dunyanin en fakir ulkelerinden biri ve komunist sistem ile yonetiliyor. Ulkenin kisi basina dusen yillik milli geliri 250 USD. Viantiane baskentten cok kasaba goruntusu vermekle birlikte cok huzurlu ve guzel bir sehir. Fransiz koloni doneminden kalma bazi aliskanliklar hala sure geliyor. Enfes baget ekmekler var. Zuppe Fransizlar sarapsiz yasayamadigindan adamlar buraya Fransia sarabi ithal ediyorlar ve bu fakir ulkede bazi marketlerde en pahali Fransiz saraplarini bulmak mumkun. Tabii, akicilar sadece diplomatlar ve UN gorevlileri. Ulkede ATM makinasi yok, kredi karti neredeyse hic bir yerde gecmiyor. 1965-1970 arasi Amerika Laos`a ikinci dunya savasinda atilan bombalarin bes katindan daha cok bomba birakmis. Zavalli adamlar Vietnam Savasi`nin bedelini fazlasiyla odemisler.

Viantiane`de gayet temiz ve rahat bir guesthouse bulduk (gecesi 7 USD). Tuvaleti banyosu ortak. Semin sormus soyleyeyim. Buralarda yemek hem cok ucuz hem cok lezzetli. Konvansiyonel yeme aliskanligi olanlar bile buranin yemeklerine kolay uyum sagliyorlar. Meyveler bir harika, yok yok. Dragon fruit, papaya, ananas, coconut, star fruit vs vs...

Yarin kuzeye Luang Prabang`a gidiyoruz. Bu arada Vietnam vizemiz de onumuzdeki P.tesi hazir olacak. Karadan, 21 saatlik bir yolculukla haftaya Hanoi`ye gececegiz (K. Vietnam).

Haberler simdilik boyle...Hepinizi opuyoruz.

Alim-Rachel

6. Gün

TAYLAND - BANGKOK / 6.GUN



Herkese BK`dan Merhaba,

Dun 2,5 saatlik bir ucustan sonra BK`a ulastik. Buraya ikinci gelisimiz oldugundan ulasim ve kalis konusunda sikinti yasamadik. Attih Road`daki Peachy Guest House`da geceligi 350 Baht`a oda bulduk. 1 USD yaklasik 45.5 Baht. Yani bizim parayla 1 Baht 40.000 lira civarinda bir seye denk geliyor. Tayland, HonkgKong`dan sonra cennet gibi geldi. Yeme icme, kalis ve ulasim burada gercekten ucuz. Geceligi 7-8 $`a yatacak yer bulmak mumkun.

Bugun her zaman oldugu gibi gene sabahtan kendimizi sokaklara attik. BK inanilmaz sicak (30-33 C). Nemin yuksekli sicakligi daha da feci hala getiriyor. Thailer kapali yerlerde klimayi oyle bir calistiriyorlar ki, bu sefer de resmen hastalaniyor insan. Bu sebeple, klimali yerlerde sweatshirt tarzi bir seyler giymek sart. Neyse, dedim ya attik kendimizi sokaklara diye, konuya donelim. BK`un onemli tapinaklarini bugun tekrar gezdik. Wat Po`da (wat bu bolgede tapinak anlamina geliyor) geleneksel Thai masaji yapiyorlar. Biz de biraz rahatlariz diye masaj yaptirmaya karar verdik. Aranizda durumu sulandiranlar olabilir diye soyluyorum, bu masaj oyle 'kucuk bey...' tarzi masajlardan degil. Bu wat usenmemis, bu masaj isinin okulunu kurmus.Neyse biz yarim saatlik masaj istedik, istemez olaydik. Bu masaj degil Cin iskencesi. Yahu bizim bildigimiz masaj insani rahatlatir gevsetir, neredeee...Dan dun cat patt. Dedim ki bir ara, tamam cikti omzum yerinden. Kisacasi para verip dayak yedik. Buraya gelenleriniz olursa aman geleneksel thai masaji diye tutturmasin, saglam yatan sakat kalkiyor.

En kisa surede BK`dan ayrilip Kuzey Tayland`a gecmej istiyoruz. Haftasonuna denk geldigi icin Laos, Kambocya ve Vietnem vizeleri icin girisimde bulunamadik. Vize isleri galiba bizi bir sure daha BK`da kalmaya zorlayacak gozuken o.

Simdilik bizden bu kadar. Bu arada maillerimiz Oguz, Hadi, Onur`a ulasmiyor. Lutfen maillerimizi onlara da iletin.

Servgiler,
Alim & Rachel

4. Gun

HONGKONG (4.GUN)



HERKESE MERHABA,

ONCELIKLE IKI RICAM VAR. BIRINCISI LUTFEN TURKCE HARFLERI KULLANARAK MAIL ATMAYIN, VALLAHI CINCE HARFLER CIKIYOR OKUYAMIYORUZ. IKINCISI, MAIL LISTEMDE BAZI ARKADASLARIN MAILLERI YOK. BIZI TANIYAN DIGER ARKADASLARA SIZ MAILLERIMIZI FORWARD EDEBILIR MISINIZ (MESELA ONUR, OGUZ, TULUY ETC.)

HK`DA HAYAT PAHALI MI DIYE HERKES MERAK EDIYOR. EVET COK PAHALI. MESELA 1 SISE KUCUK SUYA NEREDEYSE BIZIM PARAYLA 10 MILYON ODUYORUZ. SICAGI DA DUSUNURSENIZ, SU TUKETIMI MALUM FAZLA OLUYOR. INSAN GOCUYOR.

HK COK KALABALIK VE HER TARAFTA INSAAT VAR. GURULTU PATIRTI VE HAVA KIRLILIGI BAZI SEMTLERDE INSANI FAZLASIYLA YIPRATIYOR. INGILIZLER YONETIMI CINLILERE BIRAKTIGINDAN BU YANA CINLILER BURAYI FAZLASIYLA ISTILA ETMISLER, INGILIZCEYI NEREDEYSE DOGRU DUZGUN KONUSAN YOK. EH BEKAR OLSAK ASKIN DILI BIR DIYECEGIZ ...

CIN YEMEGI SEVIYORSANIZ BURADA YOK YOK. HER KESEYE GORE YEMEK BULMAK MUMKUN. ARADA BIR MIDE KALDIRICI GORUNTULERE RASTLASAK DA MUTFAK COK ZENGIN. LOKAL INSANLARIN GITTIGI YERLERDE YEMEK YERSENIZ MAKUL FIYATA CIKIYORSUNUZ. YEMEK ILE BIRLIKTA CIN CAYI (YASEMIN CAYI VEYA YESIL CAY) BEDAVA GELIYOR. BIR DE SOYA SUTU GELIYOR. TATLI VE BURUK TATLI BIR ICECEK. KIVAM OLARAK AYRANI ANDIRSA DA ICIMI HIC KOLAY DEGIL.

BUGUN KOWLOON BOLGESININ EN ONEMLI BOLGELERINI YAYA OLARAK GEZDIK. CICEK PAZARI MUHTESEMDI. BU KADAR CESIDI HAYATIMIZ BOYUNCA HIC GORMEMISTIK. KUS PAZARI ILGINC OLMAKLA BIRLIKTE BIRAZ VAHSIYDI. KUS YEMI OLARAK CANLI CEKIRGELERIN KULLANILMASI VE HAYVANLARIN CANLI CANLI AYAKLARI KESILEREK KUSLARA YEM EDILMESI PEK HOS DEGIL! DAHA SONRA BALIK PAZARINA GITTIK. BURASI DA GORMEYE DEGER YERLERDEN BIRI, AKVARYUM MERAKLILARI BURADAN COK HOSLANIRLAR EMINIM.

HK`U GENEL OLARAK BEKLEDIGIMIZ GIBI BULMADIK. BATILILASMIS CINLILER GOZE BIRAZ GARIP GELIYOR. BIR DE COK HINTLI VAR BURADA DA. HINTLILER PEK TEKIN DEGILLER.

HK ICIN SOYLENECEK COK SEY YOK. PAHALI, KIRLI VE COK GURULTULU. RACHEL`I BILMEM AMA BEN 10 UZERINDEN 3 VERDIM.

SEVGILER,

ALIM & RACHEL

Cuma, Ocak 24, 2003

3. Gun

HONGKONG - 3.GUN



Hongkong`dan sevgiler. Gulf Air bizi buyuk bir suprizle Istanbul Bahrain arasi first class ucurdu. Backpacker halimiz ile first class`da komik durduk ama hic onemli degil. Gulf Air sagolsun Bahrain Hongkong arasi da business`daydik. Hongkong`a indikten sonra otobuse atlayip Kowloon bolgesine geldik. Burasi en ucuza yatak bulunabilecek bolge. Koca bir bina cesit cesit hostellerle dolu. Geceligi 175 HK $`na bir oda tuttuk. Oda yaklasik 6,5 metrekare (banyo dahil). Acikcasi Hongkong tahminimizden daha duzensiz ve gurultulu. Bir de cok pahali.

Dun gece uzun ucusun etkisiyle 17,5 saat uyuduk. Acikcasi ben hayatim boyunca hic 17,5 saat uyumamistim!

HK iki ana bolgeden olusuyor; Hongkong ve Kowloon. Mekan dar oldugundan butun binalar cok yuksek. Agac neredeyse hic yok. Sehir disina ciktikca doga kendini gosteriyor. Bizim ancak evlerde yetistirebildigimiz bitkileri dogada rahatlikla gormek mumkun. Hava sicakligi gece 20 C' gunduz ise 26 C civarinda seyrediyor. Ocak gibi isinin bazen 10 C`nin altina dustugunu soyluyorlar.

HK`da toplam 3 gun kalacagiz. Bizce 3 gun yeter de artar. HK`a bir daha is disinda yolumuz dusmez herhalde. Cuma gunu Bangkok`a gececegiz. Metropollerden en kisa surede kurtulup beyaz kumlu sahillere ve junglelara gitmeyi dort gozle bekliyoruz.

Herkese sevgiler.

Rachel & Alim

Çarşamba, Ocak 15, 2003

BASLARKEN

Merhaba,

Alim ve Rachel'ın gezi mektuplarını daha kolay iletmeleri, yollanan mektupların arşivlenmesi ve belki ileride bir kitaba dönüşmesi amacıyla bu web-kütüğü kuruldu...
Ayrıca, aşağıdaki sayfa da, onların:
Yahoo'daki Grup Haberlesme sayfası

Bu sayfaya girip, üye olursanız, Alim, sadece gruba 1 mektup yollayacak ve aynı anda tüm üye/dostları mektubu okuyabilecek, hatta onlar da mesajlarını aynı yoldan gönderebilecek...

Üyeler için grup e-mail adresi de şu: alimrachel@yahoogroups.com

Sevgi ve sağlıkla kalın...
Avniye Tansug