Salı, Temmuz 06, 2010

Kıbrıs Türk Havayolları Battı, Atlas Jet Kulağının Üstüne Yattı


"Bizim 35 senede yapamadığımızı, Türkler bir günde yaptılar" diye bizimle alay eden Rumlar haklı! 1974 beri ambargo altında olan, uluslararası platformda tanınmayan (Sayın Başbakan'ın kankalarının da tanımadığını özellikle not etmek gerekir), ama herşeye rağmen akıllı bir taktikle, yıllardır KKTC bayrağını o ülkelerin havaalanlarına indirip bir anlamda kendini "de facto" olarak tanıtan bir ülkenin havayolunu dümdüz ettiler.

"Yok merak etme, Atlas Jet KTHY'yi aldı kurtardı" diyenlerin ne kadar haklı olduklarını zaman bize gösterecek ancak şu anki duruma bakıldığında KTHY'nin kimliği yok olmuş durumda. Tüm ofisleri kapalı. Bütün uçakları yerde. Nereden mi biliyorum çünkü 30 Temmuz için KTHY ile maaile Gatwick-Dalaman uçacaktık da ondan!

Atlas Jet, şu an itibariyle %51'ine sahip olduğu bir havayolunun daha önce uçtuğu parkurlardaki uçuşlarını gerçekleştiremiyor. Daha komiği müteselsil sorumluluk kabul edip biletlerimizin parasını iade etmeye bile yanaşmıyor. Bilet iadesi için KTHY'ye ile irtibata geçmeliymişiz. Şaka eder gibi! Sanki KTHY'nin kapı duvar olduğunu bilmiyorlar. Peki haksızlık etmeyeyim. Mancester-Antalya uçuyorlarmış... tavsiyeleri şu: Efendim Mancester'a gidecekmişiz, eğer uçakta yer olursa alıp bizi Antalya'ya götüreceklermiş! İyi de benim biletim Dalaman'a... Bir de kalkıp çoluk çocuk o kadar yol yapıp Mancester'e gidecegim, ya uçağında yer yoksa! Hadi bakalım!

Atlas Jet'in sloganı "Yolcusunu en çok seven havayolu". Aman sevgin sana kalsın bana bilet paramı ver diyor yolcular!

Atlas Jet kulağının üstüne yatmaya devam etsin ama beni esas korkutan uçuş güvenliği. Bu kadar kargaşa içerisinde uçakların bakımları umarım sağlıklı bir biçimde gerçekleşiyordur.


Olan oldu, bizim bilet yandı. Ama esas olan Kıbrıs turizmine oldu... Rum haklı... 35 senede yapamadıklarını bir günde yaptık. Çok şükür 'Cyprus Airways'den uçak verelim, yardımcı olalım birader' demek akıllarına gelmiyor!


3 yorum:

  1. Bildiğim kadarını söyleyeyim; KTHY kurulduğundan bu yana zaten hiçbir zaman tek başına bir hava yolu olmadı,olamadı. E tabi buna birazda şartlar neden oldu. Başka bir değiş ile milli bir mesele ve inat neticesinde varlığı süregeldi.1980ler, özellikle 1990lardan beri KTHYnin giderek kötü yönetildiği,2000li yılların başlarında binbir türlü şaibenin döndüğü bir şirket olarak, zamanın Türk Hükümetleri ve THY tarafından çekidüzen verilmesi için çok yardım edilen,yol yordam gösterildi. Son 10 yıldır KTHYnin çokmesi an meselesi idi ancak bunda çok sevgili,bir türlü kendi aralarında uzlaşamayan, bir türlü KKTC için bir araya gelmeyi bir yana bırakın birbirinin açığını kollayıp diğerine karşı kullanmayı benimseyen KKTC hükümetlerininde payı çok ama çok büyük. Kısacası KTHY'yi ,KTHY yönetimi ve KKTC hükümetinin basiretsizliği batırdı.
    Atlasjet'e gelince; onlardan önce 5 senedir bir özel yatırımcı KTHY almak için pazarlık yapıyordu ama muhterem KKTC hükümetinin birbirini yemek ve KTHY arpalığından Türkiye tarafından gönderilen milyon dolarcıkları lüpletmek gibi daha önemli işleri olduğundan oralı olmadılar.Gereğinden fazla müşkülpeset davrandılar sonunda adamlar tekliflerini çektiler,Pegasus'un teklifini beğenmediler ve son can havli ile Atlasjet'in teklifini kabul ettiler. Ne yazıkki KTHYnin durumu uluslararası havacılık hukukunda çok tuhaf bir yerde.(KKTC nedeni ile). Üstelik Atlasjet'in hukuki sorumluluğu bir yere kadar. Ama kademe kademe şirket yönetimi devredilecek.Muhtemelen biletlenmiş uçuşlardaki bu karışıklığın düzelmesi daha çok vakit alacak.

    Kankalar kısmı uzun uzun tartışılır :) ben şahsen araplardan önce adının, kültürünün içinde Türk olan ülkerin tanımasını tercih ederdim. E tabi herkesin kendince bir hesabı var.

    YanıtlaSil
  2. Hakan Bey, isin KKTC tarafindaki ic yuzunu anlatan yorumunuz icin cok tesekkurler! Dogrusu haklisiniz; Arap'tan once neden Azerbaycan, Turkmenistan vs. KKTC'yi tanimaz!? Uluslararasi iliskiler dostluk degil de, cikar ve hesaba bakiyor ne yazik ki...

    Alim Erginoglu

    YanıtlaSil
  3. Devletlerarası ilişkilerde dediğiniz gibi dostluk olmaz.Ülke menfaatleri neyi gerektiriyorsa o yapılır.Bu durum her ülke için geçerlidir.

    YanıtlaSil

Yorumlariniz alinir!